1-3 YAŞ GRUPLARINDA ISIRMA DAVRANIŞI

Yazar : Layza OVADYA, Uzman Psikolog – Oyun ve EMDR Terapisti

Genelde, ısırma diş çıkardıkları dönemden aşağı yukarı 3 yaşına kadar devam eden geçici bir alışkanlıktır. Bir yaşın altındayken, konuşma da olmadığından, ona göre ısırma, bir yerde  oyun şeklidir. Bu yaş döneminde keşif amaçlı, her şeyi ağzına da götürdüğü gözlemlenir.

Isırma davranışının başlangıç noktasını, yaramazlık olarak düşünmemek gerekir, beceri eksikliğinden kaynaklanır. Çünkü kendini nasıl ifade edeceğini henüz bilmiyordur. Yine de bu masum ısırmaları kabul etmek mi gerekir? Hayır. Isırma ihtiyacını farklı objelerle karşılayabilirsiniz fakat sizi veya bakıcıyı veya arkadaşını, ısırmaya başlamasının alışkanlık olmasını engellemek için onu durdurmak gerekir. İster o anda ilgiyi göstermeyin, ister kızdım deyin ama başlangıç noktasında yumuşak kararlılıkla tavrınızı koymanızda fayda vardır.

Isırma özellikle 18-24 aylar arasında daha yoğun ve problem olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü bu aylarda “hayır” dönemine giriyor. Yani herkese karşı çıkarak kendini göstermeye, bilinçsizce isyan bayrağını açtığı bir döneme giriyor. Sizin, ona sevgiyi gösterme biçiminiz biraz sert veya ısırarak ise, çocukta da bir tahrik duygusu başlar. Bu davranış, her çocukta olacak demek değildir, çocuğun içinde bu dürtü yok ise negatifliğinin en tepe döneminde bile karşınıza çıkmayabilir.

Isırmayı  alışkanlık haline getirmiş bir çocuğun anne-babası  olmak utandırıcı, ısırılan bir çocuğun anne-babası olmak ise üzücü gelebilir, hele ki bu çok tanıdık ortamlarda ve her seferinde gerçekleşiyor ise. Alışkanlık halinde ısıran veya ısırmaya aday çocuğun anne-babası olarak  neler yapabilirsiniz?

Sizi veya arkadaşını ısırdığında, karşısındakinin neler hissetmiş olabileceğini anlatmak adına, sizin de onu ısırmanız doğru bir yöntem değildir (bu yöntem, ileride duygusal alanda sorun yaşadığında, empatisini geliştirmek için, sadece sohbet ile sınırlı kaldığında, çok etkili ve işe yarayan bir yöntem olacaktır. Örneğin, kendini iyice ifade eder yaşa geldikten sonra, arkadaşına oyuncak vermemişse ve bir krize sebep olmuşsa, dramatizasyonla, arkadaşının neler hissetmiş olabileceğini ona hissettirebilir ve çözüm bulma ile düşünme becerisini geliştirebilirsiniz. Unutulmaması gereken, çocuklar her şeylerini, kardeşleri bile olsa paylaşmak zorunda değiller. Onlara ait çok özel ve paylaşmak istemedikleri eşyaların olabileceğine saygı duymak gerekir. Diğer taraftan da, ona özel eşyaların dışında kalanları da paylaşmayı öğretmek gerektiğini eklemeliyim). Isırma alışkanlığını denetleyin yani, çekişme başlayacağını hissettiğiniz an, sakinlikle ama hızlı müdahale edip, oradan uzaklaştırabilirsiniz, dikkatini dağıtabilirsiniz.

Siz müdahale edemeden ısırmışsa, yalnız kalabileceğiniz bir ortamda, davranıştan hoşlanmayıp, kızdığınızı, çok kısa açıklayıp, çok kısa bir süre mola cezasına koyabilirsiniz. Bu evdeyseniz koltuğa, küçük bir sandalyeye koymak olabilir, dışarıdaysanız arabaya gitmek olabilir. Ortama göre hızlı hareket etmenizde fayda vardır.

Isırılan çocuğa ilgi gösterip, ısıran çocukla ilgilenmemek de caydırıcı bir yöntem olabilir.

Davranışa odaklanın, onu yine çok sevdiğinizi ama davranışın hoşunuza gitmediğini belirtin. Çocuklar, ısırınca kötü  çocuk olmuyor, ısırmayınca da iyi çocuk olmuyor. Biraz daha büyüdüklerinde ve siz istemediğiniz davranışla karşılaştığınızda, bu kavramların önemini daha çok düşünmeye başlayacaksınız.

Parkta arkadaşını ısırmış, konuşmayı da sökmüş olan bir çocuğa, özür diletmek için boşuna uğraşmayın. İsterseniz şansınızı denersiniz, iyi bir anına gelmiş ise belki söyler. Özür dilemek 2-4, -5 yaş arası dönemde bile, çocuklar için zordur. Özür dilemek de çözüm değil, önemli olan sizden tavır görmesidir. Özür dilediğinde ise, dileğini kabul edin fakat kızgın tavrınızı bir süre daha sürdürmeniz önemlidir çünkü, diğer şekilde özür diledikten sonra tavır görmediğini fark eden çocuğun, davranışını tekrar ettiğini göreceksiniz.

Olumsuz bir davranış yaşandığında, çocuğa o anda öneri vermek uygun değildir, çünkü o sırada sizi dinlemez. Sakinleştikten sonra paylaşmak daha etkilidir.

Konuşmayı  ister halletmiş olsun, isterse işaretle anlatıyor olsun, ısırma alışkanlığı olan bir çocukla parka gidiyorsanız, önceden ona olumlu mesajlar vererek hazırlayın. “Şimdi biz parka gidiyoruz, başka çocuklar da olacak, oyuncağını vermese de ısırmayacağını biliyorum…”.  Anlayacak mı diye düşünmeyin, attığınız adımların onda iz bıraktığını, zaman içinde o izin derinleşerek anlam kazandığını göreceksiniz.