OKUL SEÇME SENDROMU
Yazar : Layza OVADYA, Uzman Psikolog – Oyun ve EMDR Terapisti
Bilinçli anne-babalar haklı olarak okul seçiminde epey bir zorlanıyorlar. Belki de çocuğun yaşamında verilecek en büyük kararlardan biri. Bazı okullar sanat, bazı okullar spor veya matematik ağırlıklı bir yol çizerken, ilk defa “veli” olacak anne-babalar nasıl bir seçim yapmalı?
Zorlu ve çok uzun olan bu yarışta!, aynı zamanda mutlu olmalarını da sağlamak için, gerçekten çocuğun potansiyeline, okul olgunluğuna, ihtiyaçlarına, yapısına ve kişiliğine göre seçim yapılmalıdır; anne-babanın beklentisine göre değil! “Veli” adayı olan anne-babalar olarak gönlünüzdeki okulları eğitim ve öğretim sürerken gezip, okul idaresi, rehber öğretmen ve sınıf öğretmenleriyle de görüştükten sonra yapılması gereken, çocuğunuzun kişiliğini ve yapısını çok iyi tanımlamak olmalıdır. Onu iyi tanıdığınızı düşünüyor olsanız bile, okul öncesi bir kuruma gidiyorsa, okul pedagogu ile de görüşerek, size okul ortamındaki tabloyu yansıtmasıyla düşüncelerinizi güçlendirmek veya yanılgılarınızı göstermek açısından faydalı olacaktır.
Okulları gezerken, okulların amaçları, akademik hedefleri, geleceğe bakış açıları, çocuğu kazanma yöntemleri, sınıfların oluşturulma biçimleri, sportif ve sosyal etkinliklere ilişki planlarını, bireysel farklılıkları yönlendirme yetileri ve rehberlik servisleri sizlerin görüşmeler sırasında özellikle dikkat etmeniz gereken veriler olmalıdır.
Çocukların yetenekleri farklılık gösterir, zihinsel, sosyal, sanatsal, sportif beceri ve pratikliğe dayanan yapı ve tarzları vardır. Örneğin; çekingen olan bir çocuğun sportif becerisi iyi ise; spor yapmasına, sosyalleşmesine vakit bırakmayacak bir eğitim kurumu çocuğun özgüveni açısından destekleyici olmayabilir. Böyle bir durumda çocuğun ve ailenin diğer özellikleri ve imkanları da dikkate alınarak; kendini göstermesine fırsat yaratabileceği, başarı tadabileceği ve motivasyonun sağlanabileceği tarz bir kurum seçmek daha uygun olabilir. Bir başka örnekte ise hareketli, inatçı, asi yapılı..
Bir çocuğu baskıcı bir sistemle okutmaya çalışarak ” adam olacağını” düşünmek yanlıştır. Okul, disiplinin öğretileceği mekan olarak görülmemelidir. Çocuk, sizin desteğiniz, kararlılığınız ve tutarlılığınızla, oyunla kuralları öğrenir, yaşamla tanışır, annesini-babasını taklit eder, duygularını paylaşır ve yaşamdaki yerini belirlemeye çalışır. İlkokuldan önce, özbakım becerileri, duygusal olgunluk düzeyi ve okula hazır oluş biçimleri, ev ve yuva ortamında desteklenip; ilkokul için hazır duruma getirilmesi, beklenilen özelliklerdir.
Son olarak da dikkat edilmesi gereken diğer bir konu, okuldaki eğitim personelinin niteliğidir. İlkokul birinci sınıf öğretmeninin, gerek kişilik, gerek kültürel ve akademik gelişiminde çok önemli rolü vardır. Bilimsel, araştırmacı, çocuğa önem veren öğretmen; eğitim ve öğretimin ötesinde özellikler katar.
Unutmayın ki çocuklar iyi birer gözlemci ve kopyacıdırlar; mutlu ve başarılı öğrenciler olmaları için aynı zamanda hem onların donanımlı, hem de siz veli adayı anne-babaların okul kararında huzurlu olmanız ve yansıtmanız önemlidir.
“Yeni mezun genç diplomasını babasına uzattı ve şöyle dedi: Seni ve annemi mutlu etmek için hukuk fakültesini bitirdim. Simdi, altı yaşımdan beri size söylediğim gibi itfaiyeci olacağım”. A.S. Neil