HER ÖĞRENCİNİN DİLEĞİ BAŞARI

Yazar : Prof. Dr. Norma RAZON, Eğitim Danışmanı – Pedagog

Okul başarısı, ülkemizde, okulların açıldığı günden itibaren en çok konuşulan konulardan biri haline gelir. Çocuğu okula giden her ailenin, çocukların eğitimini üstlenen her öğretmenin beklentisi, öğrencinin başarısıdır. Ancak, her öğrenci beklentiler doğrultusunda başarı gösteremeyebilir.

Öğrencinin konuları anlama, kavrama, hatırlama veya anlatma konusunda güçlüğe uğraması, öğretilenleri kavrayamaması ya da yaşıtlarının başarı düzeyinin altında bir başarı göstermesi şeklinde tanımlanabilen okul başarısızlığı, çocuk için olduğu kadar, aile ve öğretmen için de üzücü bir durumdur. Genellikle istenen düzeyde başarı gösteremeyen öğrenci hemen başarısız olarak nitelendirilir ve azarlanır, cezalandırır hatta dövülür. Hâlbuki uzmanlar, çocuğu başarısızlıkla suçlamadan önce nedenlerini araştırmak gerekliliğine inanmakta ve başarısızlığın nedenlerini üç ana grupta incelemektedirler:

Çocuktan kaynaklanan nedenler:

Zekâ yetersizliği, bedensel özürler, duygusal ve ruhsal bozukluklar çocuğun başarısını engelleyen en önemli nedenlerdir. Zekâ geriliği daha çocuk okula başlamadan anlaşılabilir. Oysa donuk zekâlı, ağır öğrenen veya öğrenme güçlüğü olan çocuğun problemi, ilkokula kadar gizli kalabilir ve önceden kestirilemeyen başarısızlıklara yol açabilir. Görme, işitme kusurları, bedensel sakatlıklar, çocuğun ders çalışmasını ve izlemesini, dolayısıyla başarıyı engeller. Solunum güçlükleri, salgı bezlerindeki bozukluklar, öğrencinin çabuk yorulmasına ve dikkatinin dağılmasına yol açar. Sara, Menenjit gibi hastalıklar çocuğun öğrenme gücünü azaltır.

Ateşli, bulaşıcı ve kronik hastalıklar bir yandan bünyeyi yorarken, öte yandan çocuğun okula devamını engellediği için başarısızlığa zemin oluşturur. Duygusal sorunlar da, başarının önünde engeldir. Anne, baba veya bir yakınını kaybetme, anne, babanın uzun süre çocuktan ayrı kalması veya boşanması, bir kardeşin doğması, ani korkular, çocuğun okula uyumunu ve başarısını olumsuz yönde etkileyen şoklardır. Bu durumların dışında, öğrenme güçlüğü, okuma bozukluğu (disleksi), aşırı hareketlilik (hiperaktivite), okul olgunluğundan yoksun olmak da, başarıyı engelleyebilecek özel durumlardır.

Aileden kaynaklanan nedenler:

Anne, baba veya diğer aile fertlerinin eğitim hataları da başarısızlığa neden olabilir. Çocuğu ihtiyaç duyduğu sevgi, şefkat veya ilgiden yoksun bırakmak, aşırı ilgi ve düşkünlük göstermek, bebek muamelesi yaparak olgunlaşmasına fırsat vermemek aşırı şımartmak veya aşırı baskı yapmak, sık sık karşılaşılan eğitim hatalarıdır. Çocuğa ders konusunda baskı yapmak, kolejlere hazırlık aşamasında aşırı yüklenmek, çocukta aşırı yorgunluk ve bunalım yarattığından başarısızlığa yol açabilir.

Okul ortamından kaynaklanan nedenler:

Okul veya sınıf ortamının çocuğa uymaması, sınıf düzeyinin öğrencinin gelişim düzeyinin çok üstünde veya altında olması, çocuğun sınıf içinde arkadaşının bulunmaması, öğretmen tarafından verilmiş bir görevinin olmaması, öğrenci için mutsuzluk kaynağıdır. Ayrıca öğretmenin, çok gevşek veya çok katı bir disiplin uygulaması, çok iddialı olması öğrenciyi ödeve boğması, yeterli bilgi aktarmaması, öğrencilerine ve mesleğine ilgisiz kalması, çocuğu okuldan ve dersten soğutan faktörlerdir. O halde okul ortamının çocuğa uygun olmaması, öğretmenin ve öğretim yöntemlerinin öğrenciye uymaması, başarısızlık için yeterli nedenlerdir.

Başarısızlığı önlemek için yapılacak ilk iş çocuğu genel sağlık kontrolünden geçirdikten sonra sorunu psiko-pedagojik yönden ele almaktır. Okul başarısı için, aile de, öğretmen de çocuğu sevgi ve ilgi ile izlemeli, başarısız oluğu zaman, anne babasının sevgi ve güvenini kaybettiği hissine kapılmamalı, bu duyguyu yaşamına fırsat vermemek için ona uygun bir öğrenim modeli seçilmeli, yerinde bir sağaltım çalışması yapılmalıdır.