EYVAH! ÖDEV ZAMANI
Yazar : Layza OVADYA, Uzman Psikolog – Oyun ve EMDR Terapisti
Keyifli ve stresten uzak geçen, uzun bir yaz tatilinden sonra okulların başlamasıyla pek çok görev ve sorumluluklar da başlayacaktır. Haklı olarak tatilin bitmesini istemeyenler arasında sadece çocuklar değil, anne-babalar da olacaktır! Yaz tatilinin sağladığı özgürlük ortamından sonra, yatma-kalkma-ödev yapma-oyun oynama-yemek yeme-televizyon izleme saatlerine bir düzen geleceğinden, bu alışkanlıkları yeniden oturtmak için okulların açılmasını beklememekte fayda olacaktır.
Çocukların hayatlarında yeni dönemler başlarken, sağlıklı ve kalıcı olması açısından yumuşak geçişler yapılmalıdır. Okulların açılmasından önceki 10 günlük süre iyi bir fırsat olacaktır. Kuralların egemen olduğu okul hayatında, çocuklara sorumluluk almayı öğretmiş olmak gerekir. Bunlardan bir tanesi de çalışma alışkanlığıdır, çocukların öğrenebileceği bir yaşam becerisidir.
Anne-babaların, çocuklarıyla en çok yaşadıkları ödev zamanı bazı aileler için kabusa dönüşmekte, anne-çocuk, baba-çocuk ve anne-baba ilişkisinde de gerginliklere sebep olmaktadır. Çocuğunuzun özelliklerini dikkate alarak, birlikte bir çalışma planı hazırlamanın, okuldan geldikten yatma saatine kadar olan süreyi çocuğun ihtiyaçları doğrultusunda planlamanın eve huzur getirebileceğini hiç düşündünüz mü?
Çocuğun, okuldan gelir gelmez derse oturtulması yerine biraz dinlenmesi sağlanmalıdır. Bu zaman dilimi içinde yapacaklarını ve süresini anne-baba, çocuğun yaşına, gelişimine, özelliklerine ve ihtiyaçlarına göre planlamalıdır. Plan yapıldıktan sonra, zaman zaman aksamalar olması da beklenmelidir ve çocuğun buna alışması için zaman verilmelidir. Bazen televizyon, arkadaşlar, uzun süreli oyunlar…
Çalışma planını sabote edebilir. Çocuğun, oyun ve ders saatinin ne zaman olduğunu bilmesi gerekir. Anne-babanın bilmesi gereken ise, ödevin çocuğun sorumluluğu olduğudur. Ödev sorumluluğunu üstlenen anne-babaların, hem bu konuda şikayet ettiklerini hem de sorumluluğu bırakmak için çocuğa güvenmediklerini veya daha iyi olsun çabasıyla müdahaleci olduklarını görmekteyiz. Çocuk, sürekli anne-babanın yanında oturmasını istemekte, onlara okutmakta, her aşamada desteğe bağımlı kalmaktadır. Çocuğun, kendi başına çalışma alışkanlığı geliştirmesini ve ödev sorumluluğu almasını geciktirmektedir. Bu durumda sınıf öğretmeni ve rehber öğretmen ile işbirliğine girilerek, anne-babanın yavaş yavaş geri çekilmesi hedeflenmeli ve yaşam becerisinin temeli atılmalıdır.
Çocuğun çalışma planını uygulayabilmesi için, varsa kendine ait bir odası veya uygun bir odanın bir köşesi verimli çalışma hedeflenerek düzenlenmelidir. Çocuğun çalışma alanında, onun dikkatini dağıtacak oyuncak, bilgisayar, televizyon… Bulunan bir ortam çalışmanın verimini düşürebilir, onun motivasyonunu da olumsuz olarak etkileyebilir. O yüzden, görüş alanında ilgisini dağıtacak eşyaların bulunmamasında fayda vardır.
DİKKAT!!!
-
Ödevler yapılırken, televizyonun kapalı olmasına, sessiz bir ortamın sağlanmış olmasına,
-
Ödev yaparken kullanacağı malzemelerin önceden hazırlanmış olmasına,
-
Sabahları kayıp ödevleri aramak yerine, akşamdan çantanın hazırlanmış olmasına,
-
Onunla gurur duyduğunuzu söylemeye,
-
Ödevini yanına oturarak yapmak yerine, denetleyen olduğunuza,
-
Öğretmen ile iletişim içinde olmaya,
-
Onu son dakika! Ödevlerini üstlenmediğinize,
-
Ödevle ilgili almadıkları sorumluluğu kendi öğretmeni ile paylaşmak üzere yönlendirdiğinize,
-
Ona, boş zaman da kalabilmesine, dikkat edin.
Bazen, üst üste gelen ödevler, sınavlar, sorumluluklar çocukta bıkkınlık yaratarak isyana da sebep olabileceği unutulmamalıdır. Bu duygunun doğal olduğu anne-baba tarafından kabul edildiğinde çocuk, anlaşıldığını hissederek duygularını paylaşarak rahatlayabilir. Ödev her zaman ilişkiyi riske sokmaz, akıllı ve duyarlı anne-baba için, çocuğu ile daha da yakınlaşması açısından okyanusta bir damla bile olabilir.
Çocuğunuz okula gittiği sürece, ödevler hayatının bir parçası olacaktır. Önemli olan, bu süreci sancısız ve başarılı bir parça haline getirerek, anne-baba-çocuk ilişkisini de zedelemeden, yaşam becerisini kazandırmak olmalıdır.