ÇOCUK PSİKOLOĞUNA NEDEN İHTİYAÇ DUYULUR?
Yazar : Layza OVADYA, Uzman Psikolog – Oyun ve EMDR Terapisti
Anne-baba olmak geri dönüşü olmayan bir yolculuğa çıkmak demek. Bu yolculuk içerinde, isteyerek veya istemeyerek uğranılan her limanın, yaşama renk ve değer kattığının farkındalığında olunmalıdır ve bu limanlarda bir veya birden fazla problemler çok yaşamak doğaldır, çünkü yaşam inişli çıkışlıdır.
Toplumsal koşulların değişmesi, teknolojinin çok hızlı gelişmesi, gerek aile içi gerek insan ilişkilerinin farklılaşması, kadınların eğitim düzeyinin yükselmesiyle çalışan anne sayısının artması ve dolayısıyla çocuğa ayrılan sürenin azalması, değişen rollerle beklentilerin de değişmesi, bilgiye ulaşmanın kolaylaşması ve bazı durumlarda bilgi kirliliği yaşanması, çekirdek ailelerin artmasıyla çocuğa olan aile içi desteklerin azalması günümüz anne-babaların, anne-babalık tutumlarını düşünmelerine etken olan sebeplerden bazılarıdır.
Yaşamın bütün bu renkleri içerisinde bazen unutulan bir şey vardır, anne-baba olmanın tek bir doğrusu veya çocukların kullanım kılavuzu olmadığıdır. Her ailenin iç dinamiği farklıdır, çünkü her birey farklıdır! Elbette çocukları büyütürken herkesin bildiği, kabul görmüş değerler vardır ancak bazen şartlar, bazen de çocukların kendisi, farklı çözümler aranmasına sebep olabilmektedir. Dolayısıyla değişen toplumsal koşullar ve okullardaki rehberlik ve danışmanlık servislerinde çalışan rehber ve öğretmenlerin bilinçli yaklaşımı, çocuk ruh sağlığını çok daha önemsenen bir alan haline getirmiştir. Çocuk ruh sağlığı, çocukların problem alanlarını inceleyen ve çözmeye çalışan bir uzmanlık alanıdır. Çocuk ruh sağlığı alanında psikolog, psikiyatr, pedagog, rehberlik ve araştırma merkezleri, okul psikologu, öğretmen, nörolog, çocuk doktorları, sosyal çalışma uzmanı, ve aile bazı durumlarda bir ekip halinde çalışırlar.
Bir çocuğun psikolojik destek alma sürecinde; çocuğun yaşı, içinde bulunduğu gelişim dönemi, çocuğun kişilik özellikleri, anne-babalık tutumları ile ailenin değer yargıları da belirleyici olabilmektedir. Günümüzde bilinçli anne babalar hamilelik döneminden başlayarak psiko-pedagojik destek alabilmekte ve çocuklarının ihtiyaç duydukları konularda uzman görüşü alarak çocuklarını yetiştirebilmektedir, dolayısıyla psikologa sadece tedavi amacıyla değil, önlemek amacıyla da gidilebilmektedir. Bazen çocuğun yaşına ait bazı özellikleri bilmek de anne-babaya yardımcı olabilmektedir. Rastlanan problemlerin, anne-baba tutumlarının düzenlenmesiyle ortadan kalkabilecek davranışsal sıkıntılar olduğu belirlenebilmektedir. Bazen de problemler zaman geçtikçe kalıcı bir hal alıp kendi çabanızla çözümlenemiyor olabilir. Yaşanan sıkıntının kaynağını, sıkıntıyı devam ettiren faktörleri ve çözüm yollarını bulmak için de bir çocuk psikologuna başvurulabilinir.
Her çocuğun kişilik özellikleri farklı olmasına rağmen geçmeleri gereken ortak gelişimsel basamaklar vardır. Çocuk psikologu, çocuğun gelişimsel dönemini takip ederek, bazı sorunların hafiflemesini, bazılarının kısmen giderilmesini, bazılarının da tamamen yok olmasını sağlayabilir.
Bebeklik döneminde çocuk psikologunun desteğine ihtiyaç duyulan konular arasında, anne- bebek ilişkisi, kolik, memeden kesme, emzik-biberon bırakma, parmak emme, yeme problemleri, uyku problemleri, anneden ayrılma sıkıntısı, bakıcı ile ilişkiler
Okul öncesi dönemde çocuk psikologuna ihtiyaç duyulan konular arasında, iki yaş krizleri (vurma, ağlama, itiraz, öfke nöbetleri), tuvalet eğitimi, yeme bozuklukları, mastürbasyon, kardeşe hazırlık, kardeş ilişkileri, hareketlilik, okul seçimi, okul olgunluğu belirleme
Okul döneminde çocuk psikologunun desteğine ihtiyaç duyulan konular arasında, öğrenme, dikkat ve algı ile ilgili zorluklar, arkadaşlık ilişkileri, sosyal beceriler, korkular, endişeler, sınav kaygısı
Ergenlik döneminde çocuk psikologunun desteğine ihtiyaç duyulan konular arasında, ergen – anne/baba ilişkileri (bağımlılık, bağımsızlık, iletişimsizlik, çatışma), kimlik arayışı, arkadaşlık ilişkileri en sık rastlananlardandır.
Her dönem oluşabilecek ve desteğe ihtiyaç hissettirebilecek konular arasında ise, özgüven yetersizliği, çekingenlik, uyum sorunu, takıntılar, ebeveyn / kardeş kaybı, boşanma, doğal afet (deprem, sel…), psikosomatik şikayetler, davranış bozukluğu (yalan, çalma, tırnak yeme, tikler…), travma (kaza, cinsel taciz…), disiplin sorunu (inat, hırçınlık, söz dinlememe…), evlat edinme olabilmektedir.
Globalleşen dünyada günümüz anne-babalarının yükü bir önceki nesle kıyasla daha ağır. Günümüz çocuklarının daha mutlu, daha başarılı ve daha sağlıklı bireyler ve geleceğin anne-babaları olabilmeleri için kendilerini tanımalarına, gerçekleri ve aradıkları cevapları kendi içlerinde bulmalarına ihtiyaç vardır. Onların kendi yolculuklarında ise anne-babanın yöneten değil, yönlendiren olarak kalmayı öğrenmeye ihtiyacı vardır. Çocuk psikologu anne-babanın sezgilerinin ve iç güdülerinin yanına farkındalığı da ekleyerek hedefe ulaşmayı kolaylaştırabilmektedir. Mükemmelliğin arandığı günümüz şartlarında, mutlu çocukların mutlu anne-babaları olmak şansa bağlı değildir, anne-babanın kendi ve çocuklarının yapısal özelliklerini tanıması ve bu yolda farkındalıkla ilerlemesine bağlıdır.