ALETHA SOLTER SEMİNERİNE DAİR NOTLAR

Yazar : Uzm. Klinik Psk. Mirey Kasuto.

California’daki ‘Bilinçli Ebeveynlilk Enstitüsü’nün kurucusu gelişim psikoloğu Aletha Solter
bebeklerin ağlaması ve nasıl iyileştikleri ile ilgili Ekim ayında harika bir seminer gerçekleştirdi. Bu
yazıda seminerden bazı notları paylaşmak istedim.

 

Yemek yemiş, uykusunu almış, ilgi ve sevgiye doymuş, diş çıkarma döneminde olmayan,
herhangi bir hastalık geçirmeyen bir bebek bütün fiziksel ihtiyaçları karşılandığı halde neden ağlar?
Aletha Solter bunun tek bir sebebi olmadığının altını çizmektedir. Bir çocuk ağladığında öncelikle
ağrısı var mı, ihtiyacı ne kontrol etmek, ardından fiziksel temasta bulunmak, sonrasında ise ağlamayı
kabul etmek ve dinlemek gerekmektedir. Eğer ebeveyn stresliyse çocuk kendini güvende hissetmez.
Eğer çocuğu duyan olursa, buna fırsat verilirse çocuk kendini iyileştirmeye başlayacaktır. Bebeğin
ağlamasına doğum gibi geçmiş dönem travmaları, günlük stres, karşılanmamış istekler, büyüme
atakları gibi birçok faktörün sebep olabileceğinin altını çizmektedir. Ağlamaya devam eden bebeği
susturmaya çalışmamak, ağzına hemen emzik vermemek, emzirmemek, ‘pış pış’lamamak ve dikkatini
dağıtmaya çalışmamak, bebeğin duygularını dışa vurmasını ve kendini regüle etmesine izin vermek
ileride onların da her türlü duyguyu saklamadan anlatabilmelerine yardımcı olacaktır.

 

Her çocuk nasıl iyileşeceğini bilerek doğar, anne-babaların görevi bebeğe iyileşmesini
gerçekleştirebilmesi için uygun ortamı hazırlamalarıdır. Eğer travma yaşamış bir çocuk söz konusuysa
öncelikle o çocuğa güvenli bir ortam hazırlamak, sevildiğini hissettirmek ve biraz olsun travmayı
hatırlatmak ve çocuğun konuşarak, ağlayarak, gülerek travmayı işleme sokmasına izin vermek gerekir.
Çocuk travmayı hatırlatan durumlara maruz kaldığında artık duygusal uyarılım ya da diğer
semptomları göstermiyorsa iyileşmiş demektir. Konuşmak, gülmek, ağlamak, öfkelenmek stresle baş
etme yollarıdır ve travma esnasında bloke edilmiş duyguların ortaya çıkış şeklidir. Bize önemsiz gelse
bile, çocuklar her küçük travmayla ilgili ağlamaya ihtiyaç duyar.’Seni seviyorum’, ‘Ne kadar
üzüldüğünü görüyorum’, ‘Güvendesin’ demek, ağlama ihtiyacının kabul edildiğini hissettirir. Çocuklar
ağlama krizine girdiğinde anne-babalar kendilerini kötü ebeveynler gibi görür, bazı anne-babalar ise
çocuğu doğduğundan itibaren hiç ağlatmamayı bir başarı sayar. Bir çocuğun stresini atabilmesi için
ağlamaya ihtiyacı vardır. Yapılan bir araştırma sonucunda duygu temelli ağlama esnasında akan
gözyaşında stres hormonu olduğu kanıtlanmıştır. Dolayısıyla kişi ağlayınca vücudundaki stres
kimyasalını da boşaltır. Ebeveynlerin yaptığı en büyük yanlış bebeklerinin ağlama ihtiyacını
görmezden gelerek onları en hızlı şekilde susturmaya çalışmaktır. Oysa bir bebeğin biriktirdiği gerilimi
atabilmesi için tüm ihtiyaçları karşılanmış da olsa ağlamaya ihtiyacı vardır. Bir çocuk ağladığında dalga
geçmemek, ayıplamamak, hemen ağzına yemek tıkıştırmamak, konuşarak-güldürerek dikkatini
dağıtmaya çalışmamak, ‘bir şey olmadı’, ‘buna üzülünür mü?’, ‘ağlayacak bir şey yok’ dememek ve
her çocuğun ağlamasına izin vermek gerekir. Ağlamanın iyileştirici etkisini bilmeyerek baskılarsak
çocuk da zamanla bunu öğrenir.

 

Bir bebeğin kolda ağlamasına izin vermenin yararları arasında uyku kalitesinin artması,
güvenli bağlanmayı güçlendirmesi, erken travmaların iyileşmesine yardımcı olması, bebeklerin
kendilerini sevilmiş ve kabul edilmiş hissetmeleri, vurma- ısırma gibi davranışlara başvurmamaları yer
almaktadır. Çocuğu duygusal olarak güvende hissettirmenin yolları ise ebeveynlerin güvenli ortam
yaratması, ilgi ve dikkat göstermesi, ağlama ve öfkelenmelerine izin vermeleri, ödül ve ceza
vermemeleridir. Tüm bu davranışlar sonucunda çocuk kendini emniyette hisseder ve kendi davranış
sorumluluğu ile başa çıkmayı öğretir.

 

Bazı ebeveynler çocuklarının ağlamalarını ‘şımarıkça’ sayar. Şımarma davranışı denilen şey
bizim çocuğa verdiğimiz yanlış ilginin ortaya çıkan sonucudur. Her ağladığında çocuğa oyuncak
vermek ve her ağladığında bu davranışı tekrar tekrar gerçekleştirmek ebeveynin sorumluluğu
yüklenmesi gereken bir davranıştır. Bir çocuk şımarmaz, yanlış türde ilgi alır. Dolayısıyla çocuğun
verdiği her tepkiye anlayışla yaklaşmak ve ihtiyacı olduğu şekilde tepki vermek durumu daha kontrol
edilebilir hale getirecektir.

 

Son olarak Aletha ağlamanın yararlarını anlatırken doktorlara da tavsiyede bulunmaktadır.
Aletha Solter der ki, doktorlar hastalara tavsiye verirken bir madde daha eklemeliler: ‘Yediğine dikkat
et. Spor yap. İyice ağla.